Tarihi şanlı zaferlerle dolu Türk Milleti olarak vatanını, bayrağını, istiklalini canından daha aziz gören bir değerler manzumesine sahibiz. Bizler şehitleriyle yaşayan, şehitleriyle var olan, şühedanın “hayy”, yani diri olduklarını müjdeleyen bir inancın mensuplarıyız. Macaristan’dan Japonya’ya, İngiltere’den Ürdün ve Yemen’e kadar dünyanın 34 farklı ülkesinde 78 şehitliği bulunan bir milletin ferdi olmaktan daima iftihar ediyoruz. Aynı şekilde üzerinde özgürce nefes aldığımız, hayatımızı sür-
dürdüğümüz vatan topraklarını, şehit ve gazilerimizin emaneti olarak görüyoruz. Bunun için her fırsatta şahsımıza, kadromuza, gençlerimize şehitlik ve gaziliğin tarihimizdeki, kültürümüzdeki ve inancımızdaki önemini hatırlatıyoruz.
15 Temmuz gecesi yaşadıklarımız bize şehitlik ve şehadet şuurunun halen bu topraklarda ne kadar diri ve güçlü olduğunu bir kez daha göstermiştir. Ölüm kusan silahlara rağmen milletimiz; inancını, bayrağını, vatanını, ezanını ve istiklalini savunmak için örnek bir mücadele sergilemiştir. O gece kanlarıyla destan yazan kahramanların her biri tıpkı Çanakkale, İstiklal Harbi, Kore, Kıbrıs ve terörle mücadele şehitlerimiz gibi adlarını tarihe nakşetmişlerdir. Milletimizin tamamının şehit ve gazilerimize can ve minnet borcu vardır. Hiçbir maddi imkân şehit ve gazilerimizin ülkemiz için yaptıkları fedakârlıkların karşılığı olmaz. Ancak şehitlerimizin uğruna canlarını feda ettikleri mukaddes değerlere sahip çıkarak, bir nebze de olsa, vefa borcumuzu ödeyebiliriz. Onların aziz hatıralarına sahip çıkarak, onların destansı hikâyelerini nesilden nesile aktararak ruhlarını şad edebiliriz. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığımızın hazırladığı bu eseri, şehitlerimizin aziz hatıralarına sahip çıkma adına son derece önemli buluyorum. 81 ilimizdeki 81 şehidimizin hayatını ve fedakârlıkların anlatan bu kıymetli eserin hazırlanmasında emeği geçenleri tebrik ediyorum. Bu vesileyle şehitlerimize Allah’tan rahmet diliyor, gazilerimize ülkem ve milletim adına şükranlarımı sunuyorum.